Uzmanlardan İthal Et Ve Hayvanlar Hakkında Bilgi
Et ve Balık Kurumu’na (EBK) canlı hayvan ve et ithalatı yetkisinin verilmesinin ardından Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Muzaffer Denli gelen hayvanlar hakkında merak edilenler konusunda açıklamalarda bulundu.
Hayvanlardan daha fazla verim elde etmek için 2 yola başvurulduğunu ileten Yard. Doç. Dr. Muzaffer Denli, “Birincisi genetiği iyileştirmek, ikincisi ise çevre koşullarının yani bakım ve beslemesinin iyileştirilmesidir. Yani iyi genetik yapısına sahip bir hayvana uygun çevre koşulları sağlanması ile hayvandan daha fazla canlı ağırlık elde etmek mümkündür. Örneğin tavukların genetik özellikleri ıslah çalışmaları ile doğal yollardan iyileştirilerek bugün marketlerden aldığımız etlik piliçler elde
edilmiştir. Bilindiği gibi köy tavuğu 5-6 ayda 1,5-2 kilogramlık kesim ağırlığına ulaşırken, bu etlik piliçler 38-40 günde aynı kesim ağırlığına gelmektedir. Burada hayvanların genetik kapasitesi yanında bu hayvanlara verilen tamamen doğal kaynaklardan elde edilen kaliteli yemlerin etkisi büyüktür” dedi.
“İTHAL HAYVANLARA DIŞARIDAN GENETİK MÜDAHALE SÖZ KONUSU DEĞİL”
Hayvanların özellikleri konusunda bilgi veren Denli, ithal edilen hayvanların et verim yönlü sığır ırkları olduğunu bildirerek, bu ırkların uzun yıllar süren ıslah ve melezleme çalışmaları sonucu et verim yönünden genetik kapasiteleri yükseltilmiş ırklar olduğunu söyledi. Denli, daha kısa sürede daha fazla canlı ağırlık kazandıkları için bu hayvanların genç yaşta kesildiklerini ve bu yüzden de Türkiye’deki sığır ırklarına nazaran et verimlerinin çok daha fazla olduğunu dile getirdi. Denli, yerli ırkların
bir günde 500-700 gram canlı ağırlık kazanırken bu et tipi hayvanların bunun iki katı canlı ağırlık kazanabildiğini anlatarak bu hayvan ırklarının tamamen doğal ıslah yöntemleriyle elde edildiğini, dışarıdan bir genetik müdahalenin söz konusu olmadığını vurguladı.
Sığırcılık işletmelerinin toplam üretim maliyetinin yaklaşık yüzde 60-70’ini yem maliyetlerinin oluşturduğuna dikkat çeken Yard. Doç. Dr. Denli, bu ırklar gibi yüksek verim yönlü hayvanların enerji ve protein bakımından zengin kaliteli yemlerle beslendiğini kaydetti. Muzaffer Denli, bu hayvanların yemlerinde mısır, buğday, arpa, kepek, sorgum gibi enerji yemlerinin yanında, pamuk tohumu küspesi, ayçiçeği küspesi, soya fasulyesi küspesi gibi protein kaynaklı yemlerin kullanıldığını belirtti. Ayrıca
mineral madde ve vitamin karışımlarının da yemlere ilave edildiğini anlatan Denli, çayır ve mera otları yanında kaliteli yonca kuru otu verilerek hayvanın sağlıklı bir canlı ağırlık artışı kazanmasının sağlandığını iletti. Muzaffer Denli, “Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde hormon, antibiyotik ve benzeri büyümeyi uyarıcı maddelerin yemlerde kullanılması yasaktır. Yani bu hayvanların etlenmesi genetik kapasitesi ve iyi beslenmesiyle ilişkilidir” dedi.
“HİJYEN KALİTEDEN DAHA ÖNEMLİ”
Denli, “Et kalitesi hayvanın beslenme rejiminden etkilenmektedir. İthal edilen hayvanlar hızlı gelişmelerinden dolayı genç yaşta kesime gelmektedir. Genç hayvanın eti yaşlı hayvanlarınkinden daha fazla su içerir ve daha gevrektir. Ayrıca bu ırkların kesim ağırlıkları yüksek olduğu için karkas etlenmesi daha fazladır. Ancak, ithal edilen hayvanların etleri televizyonlarda abartıldığı gibi ülkemizdeki sığırlardan elde edilen etlerden çok daha kaliteli değildir. Bu hayvanlar ülkemizde uygun koşullarda
yetiştirilirse aynı kalitede et elde etmek mümkündür. Burada etin kalitesinden ziyade, dikkat edilmesi gereken en önemli husus hijyen olup, hayvanlarda herhangi bir hastalığın olup olmadığının sıkı bir şekilde kontrol edilmesidir” şeklinde konuştu.