Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkan Şemsi Bayraktar Çankırı Ziraat Odası Başkanı Nejat GAMZELİ’nin daveti üzerine Çankırı’da yaptığı iftarın ardından Basın açıklaması yapmak ve Oda başkanları ile koordinasyon toplantısı yapmak üzere Ziraat Odasına geçti.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkan Şemsi Bayraktar Çankırı Ziraat Odası Başkanı Nejat GAMZELİ’nin daveti üzerine Çankırı’da yaptığı iftarın ardından Basın açıklaması yapmak ve Oda başkanları ile koordinasyon toplantısı yapmak üzere Ziraat Odasına geçti.
Genel Başkan Şemsi Bayraktar konuşmasında; Başkanlarımızla yapacağımız toplantıda Çankırı’nın sorunlarını beraber tartışacağız masaya yatıracağız, tabi bunlara nasıl bir çözüm bulacağız Ankara’da da bunları gündeme getirip çözmeye çalışacağız. Dünyada tarım fevkalade önemli bir sektör haline geldi. Dünya da şunu çok iyi görüyoruz ki küresel sermaye borsa ile oynar gibi tarımla oynamaktadırlar. Dünya da gelişen olaylar Türkiye’yi çok fazla etkilemektedir. Bugün bakıyorsun dünyada buğday arpa fiyatları artıyor, Türkiye de de artmaya başladı. Bunun için hazırlıklı olmak lazım, Türkiye bunu ya fırsata çevirecektir ya da bundan zarar görecektir. Biz Türkiye de gerekli tedbirleri almak suretiyle fırsata çevirmeliyiz. Bu tedbirler neler önce toprak birleştirmesini yapmak, sulamaya açılmayan toprakları sulamaya açmak, teknolojiyi geliştirme ve arge ye yatırım yapmaktır. Bunlar yapısal sorunlar. Birde üreticimizin önemli sorunları vardır. Bunlar özel bankalara olan kredi borçları, bugün 8 katrilyon civarında özel bankalara çiftçimizin borçu vardır. Bunun yapılandırma sorunu bulunmaktadır. Elektrik borçlarının yapılandırması gerekmektedir. Hükümetimize bununla ilgili bir öneri sunduk. Tarımda girdi maliyetlerimiz yüksek, mazot yüksek, gübre yüksek ilacımız yüksek ve özellikle kaliteli tohum istiyoruz. Girdilerimiz düştü ve ürünümüzün para ettiği durumlarda çiftçimizin refah seviyesinin yükseldiği durumda tarlaya girerken yüzü gülen ne kazanacağını bilen çiftçi profilini elde ettiğimizde dünyadaki konjektürel gelişmeleri fırsata çeviren bir ülke oluruz. Hiçbir tarım ürününde ithalatçı olmasınız. Şimdi bu bölgede de buğday çok önemli olması hasebiyle söylüyorum. Dünyada Rusya’da, Ukrayna’da, Kazakistan’da ve Pakistan’da meydana gelen üretim düşmeleri dünya buğday piyasalarını hareketlendirdi. Tabi bu kime yaradı maalesef bu ürünlerle borsa gibi oynayan küresel sermayeye yaradı. Çünkü çiftçi elindeki malı satıyor bunu alan küresel sermaye bunu stokluyor ve dünyadaki meydana gelen gelişmeleri takip ederek piyasaya arz ediyor. Bu gelişmeleri takip ederek arzı yavaşlatarak fiyatların yükselmesini sağlıyorlar. Türkiye’deki fiyatların yükselmesi de bununla alakalıdır. Yoksa Türkiye de 19 milyon ton buğday beklenmektedir. Türkiye ye yetecek buğdayımız bulunmaktadır.
Meteorolojik bilgiler bugün ürün fiyatlarında etkili olmaktadır. Dünyadaki bir çok spekülatif meteorolojik bilgiler ürün fiyatların artırır düşürür duruma geldi. Vay don oldu, sel oldu, aşırı yağmur yağdı gibi. Dünkü basında yazan bir habere göre Arjantin de ve Avrupa birliği ülkelerinde aşırı yağış olduğundan buğday fiyatları yükselecek diye bir haber var yine hava durumuna bağlı o zaman bu fiyatlarla aşırı oynamak birçok ülkeye zarar verecektir. Tabi olarak yapısal tedbirleri almaz isek bize de zarar verecek. Buradan üreticimizin fayda sağlaması mümkün değildir. Üreticimize imkân sağlanmalı üreticimiz hububatı da yağlı tohumları da endüstri bitkilerini de, eti de, sütü de yeterli ölçüde Türkiye’ye sunmaktır. Bu yeterli değildir. Üreticiler olarak hedefimiz imkân verildiği takdirde 100 milyon Türkiye nüfusunu ve 50 milyon turist nüfusunu beslemektir. Bunun altını çiziyorum ve bu hedefte çok uzak bir hedef değildir. Türk tarımının içinde bulunduğu durumu sorgularda Türkiye deki kurum ve kuruluşlar öz eleştiri yapmak durumunda, şimdi siyaset kurumu öz eleştiri yapmak durumunda, bürokrat kesimi özeleştiri yapmak, bizim gibi meslek kuruluşları da özeleştiri yapmak durumundadır. Neleri doğru yaptık, neleri doğru yapamadık diye. Neleri eksik bıraktık diye öz eleştiriyi yapmak durumundayız. Bunu yaptığımızda yanlışlarımı bularak sektörle ilgili doğru işler ve doğru tespitler yaparak doğru tarım politikaları yaparak tarım sektörünü şaha kaldırırız. Ben bu konuda çok iddialıyım. Ciddi, gerçekçi ve Türkiye şartlarına uygun milli politikalar uyguladığımız takdir Türkiye’de çözülmeyecek hiçbir sorun bulunmamaktadır. Bunların devlet politikası haline gelmesi gerekmektedir. O zaman Çankırı’daki çiftçimizde, Trabzon’daki, Diyarbakır’daki Ankara’daki Manisa’daki çiftçimizde rahat edecektir. Bizlerde, başkanlarımızda bu politikaların oluşması için siyasi erki zaman zaman uyararak doğru işler yapmasına sağlamak için mücadele ediyoruz.
Değerli başkanlarımızın da Türkiye çapındaki çalışmalarını izliyorum. Gayet güzel çalışmaları var. Üreticiye yönelik çeşitli tesisler kuruyorlar, onların sorunlarını yerinde halletmeye çalışıyorlar. Türkiye’de odalarımız 200 e yakın Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Projesi hazırlamışlardır. Zaman zaman açılışlarına bizzat gidiyorum. Bir taraftan hizmet binaları yapıyorlar. Tabi çiftçiden gelen parayı son kuruşuna kadar çiftçiye harcamak durumundayız. Çünkü bu bize gelen para alın teri, vebal taşıyan bir parayı çiftçimize çevirmek durumundayız. Bu manada Ziraat odalarımızı atak da görüyorum ve kendilerine teşekkür ediyorum ve devamını diliyorum. Yani ziraat odaları olarak şurada birkaç yıldır aidat topluyoruz ve gelen bu aidatı çiftçimize çevirmeye çalışıyoruz. Eğer ziraat odaları birliği kanunu 20 yıl önce çıkarılmış olsaydı. Tarım Sektörü de çok farklı yerlerde olurdu. Bu konun bizim zamanımızda çıkmasına rağmen geç çıktı. Birkaç yıldır aidat toplayan başkanlarımız güzel çalışmalar yapmışlardır. Bakın Ziraat Odaları kanunun verdiği aidat miktarından % 60 indirim yaparak toplamaktadır. Diğer meslek kuruluşlarında bu yok. Bakmayın siz zaman zaman çiftçimizin şikâyetçi olduğuna Türkiye de hiçbir meslek kuruluşunun yapmadığı, uygulamadığı aidat miktarlarını genel merkez olarak bütün odalara talimat vererek % 60 oranında indirim yaparak uygulamaya çalışıyoruz. Önümüzdeki yıllarda da çiftçilerimize vereceğimiz hizmetler artarak devam edecektir. Evet, sizin sorularınız varsa sorularınızı alayım: Bakın altına yazın bundan sonra dünya fiyatları meteorolojik bilgilere göre tespit edilecektir. Hava durumuna göre ürün fiyatları belirlenecek, yağış var, don var, dolu var fiyatlar bakmışsınız pik yapmış, bundan sonra böyle… Sizin üretiminiz yeterli olacak sizin üretiminiz yeterli değilse bundan etkileneceksiniz etkilenmemeniz mümkün değildir.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, sorulan sorular üzerine bazı çevrelerin Ziraat Odalarının güçlenmesini istememektedir. Odalarımız yaptığı hizmetlerin mesela kaliteli tohum, gübre, ilaç, zirai aletleri çiftçilerimize ucuz fiyattan satmalarına bazı çevreler tepki göstermektedirler. Ancak bizim görevlerimiz arasında şirketleşip bu tür faaliyetleri yapmakta bulunmaktadır.
Çankırı’nın en önemli geçim kaynağı hububattır. Bunun alım satımı ile ilgili sorunlar varsa bizde gerekli girişimleri, çalışmaları genel merkez ve bakanlıklar düzeyinde yaparız. Burada tarıma dayalı bir ekonomi var sanayi yok hizmetler sektörü çok gelişmiş değil eğer tarım çökerse Çankırı’da herkes zarar görür bunun için gerekli tedbirler alınmalıdır. Mesela bana günlük fiyatlar geliyor buğday fiyatlarında bir artış var burada artmamışsa oturup düşünmek lazım.
Burada çok daha önemli bir şey söyleyeyim en önemlisi müdahale kurumunun yeterli müdahaleyi yapması, ette ve sütte gelen durum budur. Önemli bir sektör süt ve et konusunda müdahale ve pazarlamada sorun yaşanmamalıdır. Çevre, koşulları ve hayvan besleme şartlarının mutlaka uygun olması lazım, süte müdahale eden kurumlar olmalıdır. Aşırı düşününe de çıkışına da müdahale edilmeli. İthal edilerek değil tabi. Türkiye bu müdahale meselesini çözmelidir.
Şimdi Türkiye’de yapılan yanlış fiyatlar yükseldiği zaman müdahale ediyoruz. Et fiyatları yükseldi ithalat yapıyoruz. Niye tüketici yandı bitti öldü diyoruz. Başka ürünlerde de fiyatlar yükselse aynısı yapılıyor. Peki fiyatlar yükseldiği zaman yapılan müdahale neden fiyatlar düştüğü maliyetini karşılayamaz duruma geldiği zaman müdahale edilmiyor. Bu düzelmedikçe çiftçinin işi zor, Türkiye bu meseleyi çözmelidir.
Burada çözüm önerisi olarak Başbakana ilettik oda ilgili bakana söyledi, sütte müdahale kurumu kurulmalı, sütü kurtaramasak eti de kurtaramayız. İthalat çözüm değil, biz bununla alakalı et raporunu açıkladığımızda 2013 yılında Türkiye’nin şu kadar et açığı olacak dediğimizde 2013 yılına varmadan et açığımız ortaya çıktı. Bize cevap veriyorlardı her yer koyun kaynıyor Türkiye’nin et açığımı olur diye ama maalesef oldu. Üretip projeksiyonlarınızı Dünya taleplerine göre yapmasak ithalatçı olursunuz. İşte buğdayda da projeksiyonlarımızı buna göre yapmalıyız. Önümüzdeki yıldan itibaren tedbirler alınmalıdır.
Tarım Destekleri ile ilgili sorulan soruda Başkan Bayraktar: Tarım destekleri Türkiye’de 5 milyar TL civarındadır. GSMH binde 5 i civarında dır. Tarım Kanuna göre Tarıma verilen destekler GSMH % 1 altında olamaz demektedir. Bu yaklaşık 11 katrilyon civarındadır. Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak biz diyoruz ki Tarım Kanunu uygulayın desteklemeyi 11 katrilyona çıkartın, 11 katrilyona destekler çıkarsa üreticimizin yükü hafifler daha rahatlar girdileri daha ucuza alır. Şimdi burada dikkatli olursak 45 milyar dolar civarında verimlilik kaybımız var bunu ekonomiye kazandırsak 10 yılda 450 milyar dolar yapar. Toplam GSMH % 50 si tarım gördünüz mü bunu yapan ülkeler var mı? Var Türkiye niye yapmasın tabi bunun için irade lazım ziraat odaların yaptığı da bu bu iradeyi Türkiye de sağlamaya çalışıyor. Bunu sağladığımızda ülkenin kalkınmasına da yardımcı olacağız Dedi.
Çankırı Ziraat Odası Başkanı Nejat GAMZELİ TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktara Çankırı’da üretilen ürünleri takdim etti. Bayraktar özellikle karadut reçeline ilgi gösterdi.