Banvit A.Ş.’nin kurucusu Vural Görener, “50 yıldır yalnızca şap hastalığı, şap virüsü ile mücadele ettiği öne sürülen bir Şap Enstitüsü bulunuyor. Devlet, bu enstitüye para akıtıyor. Avrupa’dan hibe yardımlar geliyor. Ama Edirne’den Kars’a şap hastalığı görülmeyen köy yok. Ülkemizde kilosu 22 liraya satılan şaplı et yeniyor” dedi.
TÜRKİYE’nin 50 yıldır çözümlenemeyen ‘şap’ sorunu çarpıcı şekilde bir kez daha dile getirildi. Banvit A.Ş’nin kurucusu Vural Görener, Bandırma Rotary Kulübü üyelerine verdiği yemekte, kanatlı sektörü ve kırmızı et fiyatlarındaki sıkıntılara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Görener, Türkiye’de, 50-60 yıldır şap hastalığının olduğunu, bu hastalığın sığırların verimini yüzde 20, hatta daha fazla düşürdüğünü belirtti.
Şap Enstitüsü var ama
Görener, şunları söyledi: “Üstelik ülkemizde, 50 yıldır yalnızca şap hastalığı, şap virüsü ile mücadele ettiği öne sürülen bir Şap Enstitüsü bulunuyor. Devlet, 50 yıldır bu enstitüye para akıtıyor. Hatta enstitüye Avrupa’dan hibe yardımlar da geliyor. Ama buna karşılık Türkiye’de şap hastalığı azalmıyor, artıyor. Edirne’den Kars’a şap hastalığı görülmeyen köy yok. Böyle iş olur mu? Politikacılar ise hiçbir zaman kabahati üzerlerine almıyorlar. 50 yıldır sorunlar hep halının altına süpürülüyor. Kısacası halen ülkemizde kilosu 22 liraya satılan şaplı et yeniyor. Bu kafayla kırmızı et fiyatı düşmez.”
Yaygara koparıyorlar
Türkiye’de son aylarda kırmızı et fiyatlarının pahalı olduğu konusunda “yaygara kopartıldığını” bunu doğru bulmadığını ifade eden Görener, şöyle devam etti: “Almanya ve Hollanda ile Türkiye’deki et fiyatlarını kıyaslamak yanlıştır. Ülkemizde, bu konudaki kıyaslama, et fiyatları ile diğer gıda maddeleri arasında yapılmalıdır. Tüm dünyada refah düzeyinde görülen artışa paralel olarak yavaş yavaş kırmızı ete de talep arttı. Ülkemizde de aynı durum söz konusu. Eski yıllarda kırmızı et genellikle Güneydoğu ve Doğuda üretilirdi. Ancak, terör nedeniyle mezraların boşaltılması bu konuda sıkıntı yarattı. Talep artarken, arz edilen miktar azaldı. Oysa devlet gerekli önlemleri alırsa Türkiye, değil kırmızı et ihtiyacı, 5 yıl sonra kırmızı et ihraç edecek düzeye gelebilir.”
Kanatlıya destek az
Devletin kaynaklarının kıt olması nedeniyle kanatlı sektörüne de gerekli desteği tam olarak sağlayamadığını ifade eden Görener, sektörü de eleştirdi. Görener, sektörün birlikler vasıtasıyla bazı girişimlerde bulunabileceğini belirterek, “Örneğin, Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçılar Birliği’nin (BESDBİR) şimdiye dek sektöre ait bir tahlil laboratuvarı kurması gerekirdi. İstanbul gibi 15 milyonluk bir metropole kurulacak bu laboratuvar, sektörün imajını da düzeltirdi. Ama nedense bugüne dek bu gerçekleştirilemedi” dedi.
Yılda 19 kilo piliç yiyoruz
1985 yılında Türkiye’de kişi başına yıllık piliç eti tüketiminin 1 kilo civarında olduğunu, şimdi ise bunun 19 kiloya yükseldiğini kaydeden Vural Görener, “Bu korkunç büyüme, Türk sanayisinin başarısıdır. Dünyanın en sağlıklı ve en lezzetli piliç eti, şu anda Türkiye’de üretilmektedir” diye konuştu.
Paylaş :