BERLİN’de ekonomi danışmanlığı yapan bir okurumuz bize Almanya’da perakende fiyatları konusunda bir not göndermiş. Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Dr. Mehmet Alkan’ın görüşlerinin yer aldığı “Türkiye’ye 2. sınıf ithal et getiriliyor” (21.9.2010) başlıklı yazısında gösterdiği fiyatların AB’nin her ülkesi için geçerli olmadığını belirtiyor.
Dr. Alkan, AB’nin gıda fiyatlarının en yüksek olduğu Fransa ve İngiltere’yi almıştı.
Okurumuz “Mesela Almanya’daki fiyatlara bakarsak durum değişir. Fransa, İngiltere ve Almanya dışındaki ülkelerde çok daha düşüktür” diyor. Anlattıkları şöyle:
“AB’den yapılan et ihracatında sübvansiyon olduğu için AB et ihraç fiyatları çok ucuzdur. (Deutsche Mark zamanında mesela biftek 1 kg fob 2.4 DM civarında idi.)
1- Türklerin işlettiği marketlerdeki parakende fiyatlar şöyle: Antrikot 1 kg 7.50 Euro, biftek 1 kg 6.50 Euro, kuşbaşı 1 kg 4-6 Euro civarı… Hazır kıyma ise dolmalık veya köftelik olmak üzere 1 kg 2.95-3.5 Euro (en fazla 4 Euro).
Türk marketleri et fiyatlarını Alman marketlerine göre biraz düşük tutuyorlar.
2- Alman marketlerinde ise fiyatlar Türk marketlerinden % 30-50 daha yüksek. Fiyat farkı Alman marketlerin hitap ettiği müşterilerin maddi durumlarına ve bulundukları bölgenin gelir durumuna bağlı.
Bir süredir Büyükada’dayım. Gözüme çarpan semtlere göre fiyatların değişiklik göstermesi… Mesela Bostancı ve Kadıköy’deki et ve diğer gıda maddeleri Büyükada’dan çok daha ucuz. Anlaşılabilir bir durum!
Ancak bence diğer önemli husus:
İstanbul’da gördüğüm etlerin hepsinde ‘dana’ yazıyor. Sığır kalmadı mı ülkede?
KIRMIZI-PEMBE ET
Bir de bütün etlerin renkleri ‘kırmızı’ değil ‘pembe’. (Tezgâhlarda genelde kullanılan özel ampullere rağmen.) Lezzetleri ise hiç yok.
Halbuki mesela Almanya ve diğer AB ülkelerinde etlerin rengi ‘kopkoyu kırmızı’ olur. Yani düzgün beslenmiş ve büyümüş sığırın ‘hakiki’ eti.
İyi cins et yemeğe meraklı olduğum için konu hakkında sizi bilgilendirmek istedim.
Bu arada şunu ifade edeyim. Fransa’daki (ve Portekiz’deki) sığır olsun, kuzu olsun etlerin tadı başka hiçbir AB ülkesinde yok. Çocukluğumuzdaki etlerin kalitesinde. Hangi kasaptan veya marketten alırsanız alın, fark etmez.
Ancak Arjantin (genlerle oynanmış) ve İsviçre’deki (genlerle oynanmamış) etler lezzet bakımından Fransa’dakilerle yarışabilir ama maalesef İsviçre’de fiyatlar astronomik.”
Et fiyatları üzerindeki tartışmaları sürdüreceğiz.
Yargı darbesi mi hukuk çıkmazı mı
SİYASET gündemine bir anda SP olağanüstü kongre talebi oturdu. Ortalık toz duman. Ama dikkatlice bakıldığında taraflar arasında çelişkiler, haksız suçlamalar sürüyor. Herkesin kafası karışık.
Konuyu siyasi partiler ve seçim hukuku konusunda uzman hukukçu, eski milletvekili Sabri Ergül’e sorduk, ne olabilir diye.
Ergül, “Tespit ve görüşleri için ilgili yasal düzenlemelerin Siyasi Partiler Yasası, Medeni Yasa ve Dernekler Yasası ve ayrıca bu konudaki Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay İçtihatları olduğunu” söyledi.
“Bunları temin için Önder Sav’ı suçlamak, CHP-Erbakan işbirliği iddiasında bulunmak insafsızlıktır” diyerek şunları söyledi:
“Kurtulmuş cephesinden olayı yargı darbesi gibi nitelendirmeler yapmak doğru değildir. Bu, yargıya saldırmaktır ki; AKP ile birlikte referandumda evet diyen SP yöneticileri, bundan sonra yargı nasıl siyasallaşacaktır, onu düşünmeleri gerekir. SP’deki karışıklık AKP’nin mi işine yarar, CHP’nin mi?” Ergül’ün değerlendirmeleri özetle şöyle:
– SP yönetimi boşalmış ve bu nedenle de parti yönetimi tümüyle kayyumlara devredilmiş değildir. Mahkemenin kararı, mevcut yönetimin usulüne uygun kongre isteğini yerine getirmekten kaçınması üzerine sadece bu görevi yerine getirmek üzere kayyum görevlendirmedir.
Bu nedenle sadece olağanüstü kongreyi toplamak üzere verilen kayyum atama kararı, derhal ve kesinleşmeden uygulanacak kararlardan değildir.
Numan Kurtulmuş yönetimi herhalde kararı, 8 günlük yasal süre içinde temyiz edecektir. Yargıtay onaylarsa karar uygulanabilecektir.
– Erbakancı Kayyumlar, Yargıtay kararını beklemeden kongreyi toplamak için Çankaya İlçe Seçim Kurulu’na başvurabilirler. Yargıç da, mahkeme kararı Yargıtay’dan kesinleşmediği için başvuruyu reddeder, olağanüstü kongreyi toplattıramaz.
– Davalı SP yönetimi de, Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevlendirdiği kayyumların tarafsız olmadıkları, kongre isteyenler arasında bulunduklarını ve avukatlıklarını yaptıkları ve dolayısıyla taraf oldukları iddiasıyla 10 gün içinde Ankara Asliye Hukuk’a itiraz ile kayyumların değiştirilmesini isteyebilir.
DHMİ’den açıklama gelmedi
21.08.2010 tarihinde bu köşede çıkan, “DHMİ ve atamalar” başlıklı yazıda, Hava Trafik Kontrolörlerinin 2010 yılında atanacakları yerlerle ilgili olarak, DHMİ’nin kurs mezunları için Esenboğa Havalimanı’na 38, Atatürk Havalimanı’na 10 kontenjan ayrılırken, A.Ü. SHYO Hava Trafik Kontrolörlüğü’nden mezun 11 kişi için aynı havalimanlarına hiç kontenjan ayrılmamasının nedenini sormuştum. Aradan bir ay geçmesine karşın bu konuda bir açıklama yapılmadı. Bu sonucun gerekçeli açıklamasını öğrenene kadar bu işin peşini bırakmayacağım konusunu yetkililerin dikkatine bir kez daha sunuyorum.
İbrahim DURLU
Çankırı’da vahim durum
İSTANBUL’dan H. Özkan adlı okurumuz bize e-posta göndermiş. Durum vahim, özetliyoruz:
“Çankırı Fen Lisesi ile Çankırı Anadolu Öğretmen Lisesi’nin öğrencileri kendi okullarının bünyesindeki yurtlarda kalıyorlardı. Fakat, bazı çevreler kız ve erkek öğrencilerin farklı bölümlerde de olsa aynı binada kalmalarından rahatsız olmuşlar ve Çankırı’daki tüm kız öğrencileri Öğretmen Lisesi’nin yurduna, tüm erkek öğrencileri de Fen Lisesi’nin yurduna nakletme kararı almışlar. Okul yöneticileri bu uygulamanın Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapıldığını söylüyor. Öğrenci ve veliler huzurlu çalışma ortamının bozulduğuna inanıyorlar.”
Daha fazla ayrıntıya girmeden Milli Eğitim yetkililerinin bilgisine sunuyoruz.
Paylaş :