Büyükbaş Hayvancılığında yanlışlar , doğrular ve öneriler :
Yanlışlar :
1)Süt hayvancılığı artık teşvik edilmemeli:
Yıllardır Ziraat Bankası kredileriyle sadece süt hayvancılığı desteklendi. Besicilik için verilen kredi faizleri hep yüksek tutuldu, Türkiye’nin süt açığı bulunmazken hatta süt üretim fazlası varken daha fazla yetiştiricinin süte girmesi teşvik edildi.
Süt arzının yüksek , tüketiminin ise düşük olduğu bir ülkede süt fiyatları dalgalanmalara gebedir. Süt fiyatlarında aşağı yönlü bir hareket , ki bunu 2008’de yaşadık, anında damızlık hayvanların kesime gitmesine neden olmuştur ve olacaktır. Satılan süt için alınan paranın yem fiyatını karşılamadığı her durumda bu kaçınılmaz olacaktır. Kesime gönderilen damızlıklar nedeniyle 2-3 yıl sonrası buzağı sıkıntısı ortaya çıkmakta ve denge bozulduğundan buzağı fiyatlarında aşırı artışlar yaşanmaktadır. Bunu da 2009 yılından bugüne kadar yaşıyoruz.
Türkiye’de süt üretimi yeterlidir. Süt üretimi artık teşvik edilmemelidir. Süt üretimi kotalara bağlanmalıdır. Miktar artmayınca süt fiyatları da sabitleneceğinden , dalgalanmalar önlenecek , yetiştirici de damızlığını elinde tutacaktır.
2)Besicilikte Angus gibi et ırklarına ağırlık verilmeli , teşvikler et besiciliğine kaydırılmalıdır :
ABD’de büyükbaş besi hayvanları popülasyonunda Angus ırkı tüm hayvan varlığının yaklaşık %50’sine yaklaşmıştır.
Nedenlerini açıklamaya çalışacağım :
– Angus dişisi erken yaşta ergenliğe ulaşır ve 12-13 aylıkken bile tohumlanabilir.
– Angus doğumdan sonra sağılmaz. Günlük sadece 8-10 litre süt verimi vardır ve sütü 7-9 ay boyunca sadece yavrusu tarafından emilir , sağılmaz.
– Angus suni yem istemez. Varsa meranız orada otlatırsınız , yoksa mısır ve ot silajı , yonca , fiğ , saman gibi kaba yemlerle beslersiniz ve Holstayndan daha yüksek günlük et verimi alırsınız. Holstayn bir besi danasında günlük 7-10 TL masrafla ulaşacağınız günlük kg artışına Angusda 2-4 TL masrafla ulaşırsınız. Avrupalı yetiştiricinin 100 kg suni yem için 40 TL , bizim yetiştiricinin ise aynı miktar için 80 TL ödediğini –bunun da Türkiye’de hiç dile getirilmediğini- düşünürsek , suni yem giderini sıfırlayacak veya asgariye indirecek bu tür bir etçi ırk besiciliğine mutlaka geçiş yapmamız gerekiyor.
Ziraat Bankası üzerinden süt inekçiliğine verilen sübvansiyonlu krediler durdurulmalı , bunlar Angus gibi etçi ırkların besiciliğine kaydırılmalıdır.
3) Dondurulmuş et ithalatı hemen durdurulmalı , sadece et ırkı buzağı ithalatı serbest bırakılmalı ve teşvik edilmelidir:
Bugün dünyanın en büyük et üreticisi ve ihracatçısı Brezilya’dır (ihracatı yıllık 10 Milyar doların üzerinde) ve sekiz yıl içinde dünya et ihracat pazarının üçte ikisini kontrol edeceği varsayılmaktadır. En büyük müşterileri de Rusya , İran , BAE gibi petrol ve gaz ihracatçısı ülkelerdir. Bizim de gaz ve petrol ihracatından elde ettiğimiz döviz fazlamız varsa yerli et üretimi bitirip Brezilya gibi ülkelerden ithalata devam etmekte bir sakınca görmüyorum !!! Ancak Avrupa Birliği bile kendi üreticisini korumak için Brezilya gibi ülkelerden et ithalatına %180 gümrük vergisi uygulamaktadır.
Et ithalatına HEMEN bir son verilmelidir. Buna karşılık HEMEN devletin bir kurumu üzerinden , üreticinin 1000-1500 TL nihai maliyetle 6-8 aylık dişi veya erkek ithal et ırkı buzağı temini için, formaliteler asgariye indirilerek, imkanlar yaratılmalıdır. Teşvikler ve krediler bu yöne kaydırılmalıdır. Et fiyatlarının son aylarda çok yükselmesinin nedenlerinden biri de buzağı fiyatlarındaki aşırı artışdır. Buzağıların sadece et ırkından olması çok önemlidir. Amacın etçi ırkı büyükbaş hayvan popülasyonunu artırmak olduğu unutulmamalıdır.
4) Yem fiyatlarının Avrupa seviyesine düşürülmesi için çalışılmalıdır :
Tüketiciyi koruyoruz diye uzun vadede etini tümüyle dışarıdan temin eden bir ülke konumuna düşmemek için yerli üretici küstürülmemelidir. Ülkemizin içinde bulunduğu iklim kuşağı nedeniyle topraklarımızın büyük bölümü yeterli yağış alamıyor ve yem bitkileri üretimindeki verim düşüyor. Bunu dengelemek için yapılması gereken sulamalar nedeniyle maliyetler yükseliyor. Tarlanın sürüm ve hazırlanmasında , bitkinin biçim ve toparlanmasında kullanılan traktörün ihtiyaç duyduğu mazot için dünyanın en yüksek fiyat ödeniyor. Verilen destekler su parasını bile karşılamıyor. Diğer taraftan devlet suni yem üretimi için gerekli bazı materyellere gümrük vergisi uyguladığından besicimiz suni yem için Avrupalı bir besicinin ödediğinin iki katını ödemek zorunda kalıyor. Öncelikle iklimden kaynaklanan dezavantajın dengelenebilmesi için yem fiyatlarının düşürülmesi gerekmektedir. Devlet bir sübvansiyon verecekse buraya vermelidir. Yerli besicilik desteklenmek zorundadır. Çiftçi/besici mazotunu mu yarı fiyatına verir, dönüm başına yem bitkisi için desteği mi artırır , yem sanayinin ucuz yem üretebilmek için ihtiyaç duyduğu yem hammaddelerinin ithalinde mi gümrük vergilerini sıfırlar , kesilen hayvanlarda kg başına hayvan sahibine ilave ödeme mi yapar ya da üreticinin satın aldığı yeme de bir şekilde destek mi verir , bunları sektör temsilcileriyle görüşüp karara bağlar ve acilen uygulamaya koyar.
Sonuç:
Besiciye 2009 yılına kadar bir kg karkas için ödenen 8-9 TL’lik et fiyatı düşüktü. İki üç ay öncesi yaşanan 18-20 TL’lik karkas fiyatı da aşırı yüksekti. Ancak artık doğruları uygulamaya başlarsak karkas et fiyatları orta ve uzun vadede 12-14 TL gibi bir düzeye oturtulabilir ve bu desteklerle üretici zarar etmez. Karkas et fiyatı Türkiye’de yukarıda saydığım nedenlerden dolayı hiçbir zaman Avrupa’daki gibi 7,5 -8 TL/Kg olmayacaktır ama doğrular yapılırsa ve –bu da çok önemli- besiciden çıktıktan sonra tüketiciye ulaşıncaya kadar spekülasyonun önüne geçilebilirse et nispeten uygun fiyata tüketilebilir bir besin maddesi olma niteliğini kazanacaktır. Bunun yolu da etçi ırkı hayvan sayımızı artırmaktan ve yerli üreticinin desteklenmesinden, en azından ona rekabetçi koşulların sağlanmasından geçmektedir.
Yazar :
Metin Göncü
Email: mg_met@hotmail.com
Sut hayvanciliginin Turkiyede tesvik edilmesi dogru bir karar ama devletin uygulamalari YANLIS. Bir yandan tesfik ediyor diger yandan SUT TOZU ITHAL EDIYOR TONLARCA !!!!??
Sut konusunda Turkiye derhal kendi SUT TOZU URETIM TESISLERINI faaliyete gecirip, sut fazlasi var ise SUT TOZU olarak degerlendirilmeli.
SUT TOZU uzun sure stoklanip muhafaza edilebilir ve SANAYI DE yogunlukta kullanilan bir urun. Boylelikle ZAMANLA DEGISEN ARZ VE TALEP DENGELENMIS OLUR.
BESI hayvanciliginin tesfik edilmesi konusunda size katiliyorum ama uygulamada endiselerim var.
Turkiye 40 yildir akdeniz bolgesinde yerli ineklerimizi HOLSTAYN inekleri ile ISLAH etmeye calisiyor!! SONUC : Kocaman bir SIFIR ELDE VAR SIFIR.
ONCELIKLE Turkiye kendi cografyasina uygun SIGIR IRKLARINI gelistirmek zorunda, oradan buradan ANGUS getirmekle olmaz, olur diyorsaniz ,getirenler gorur bakalim bu hayvanlar kac gun yasar, ne kadar verimli olur ?
Turkiyede derhal HAYVAN ISLAH MERKEZLERI KURULUP, HAYVAN ISLAH PROJELERI HEMEN DEVREYE GIRMELI.
SIMDI tum bu isler kimin gorevi ? DEVLETIN tabiki. Peki devlet ne yapiyor ? yani KARAR MAKAMI : HUKUMET degilmi, herseyi birakip acti ITHALI sonuna kadar.!!!
SIMDI BEN BU BECERIKSIZ KARAR MAKAMINI ELESTIRMEYEYIM DE KIMI SORUMLU TUTAYIM ? yoksa tum bunlarin sorumlusu HUKUMET degilde SARI CIZMELI MEHMET AGA MI ? YOKSA BIZIM GOREMEDIGIMIZ UZAYLILAR MI ….
SIRA YEM URETIMINDE…
Uretilen yemlerin ucuz maliyetli olmasi konusunda hemfikiriz. Bu konuda da yine KARAR MAKAMI yem uretimini destek ve tesfik etmeli adaletli bir sekilde , yem ureticilerin tamamini kapsayacak sekilde. Ve bu destekleme islemleri COK BASIT VE UYGULANABILIR sekilde olmali. Benim bildigim bircok uretici var, UC KURUS TESFIK ALABILMEK ICIN BES KURUS HARCADIGI GIBI HAYATININ YARISI EVRAKLARI HAZIRLAMAK VE DEVLET DAIRELERINDE KOSTURMAKLA GECIYOR. Ben hayatimda bu devlet dairelerinde O KADAR UYUSUK,BECERIKSIZ, TEMBEL VE KUSTAH YARATIKLARI TOPLUCA BASKA BIR YERDE GORMEDIM. VALLAHIDE BILLAHIDE DOGRU VE EN ICTEN DUYGULARIMLA SOYLUYORUM, AZICIK BILE OLSA ABARTI YOKTUR.
Ne çözümü? ne önerisi?
Çözümü düşünen varmı ki öneriye de kulak assın.Tek düşündükleri bu seçimleri nasıl kazanırım.Gerisi hikaye
güzel söyluyorsunda dinleyen nerde tarim bakaninda ne köy olur ne kasaba artik kullanma tarihi geçmiş bizim memleketinde sorunu bu herkes her şeyi biliyor bilmeden konuşuyorlar tarim bakanina sorsaniz besi danasi kaç kilo yem yese kaç kilo et alir bilmez öyle zannediyorlar yetiği yemi kilo yapar meselede burdan kaynaklaniyor onlarin derdi vatandaşa ucuz et yitirmek değil niye bir ara söyluyorlardi her ilde bir ebk kasabi açaçağiz niye açmiyorlar balik başdan kokar biz besicilerde istikrar istiyoruz sanki 20 tl olsa ondan sonra 13 tl olsa bizim çokmu işimize yariyor kesinlikle hayir çünku ona göre bizde danaya para veriyoruz bizim tek istediğimiz istikrar şu anda besicilerin maliyeti 15 tldir devletsen bizide üreticini kabul ediyorsan yani vatandaş olarak göruyorsan bu sorunu çözersin
Hayvan sayımı
Türkiye’de nüfus sayımı 5 yılda bir yapılır.
Hayvan sayımı ise sadece son iki yılda üç kez yapıldı. Şimdi dördüncüsü yapılıyor.
‘Nüfus sayımı ile hayvan sayımı arasında nasıl bir ilişki var’ derseniz?
Ülkenin nüfusu arttıkça, hayvan varlığı azalıyor. Oysa tersi olmalı. Artan nüfusun et ihtiyacının karşılanması için hayvan varlığının da artması gerekiyor. Fakat bunu gözeten bir politika ve uygulama yok.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın en kolay yaptığı işlerden biri hayvan sayımı yapmak. Bu nedenle aklına estikçe hayvanları sayıyor.
Şu günlerde bir sayım daha yapılıyor. İnanmayacaksınız ama Bakanlık, kendisine bağlı Tarımsal İşletmeler Genel Müdürlüğü’nde, eski adıyla devlet üretme çiftliklerinde bile sayım yapıyor. Yani Bakanlık, kendi hayvanlarının sayısını bile bilmiyor olacak ki, kendi elemanı ile kendi hayvanlarını sayıyor.
Daha önce hayvan sayımının nasıl yapıldığını yazmıştık. Yapılan sayımlar ve sonrasında nasıl bir politika uygulandığını da.
Aralık 2009 sonunda yapılan ilk sayımda 1 milyon 717 bin besi hayvanı olduğu tespit edildi. Sadece 45 gün sonra 15 Şubat 2010’da hayvanlar ikinci kez sayıldı. Bu kez hayvan sayısı 2 milyon 90 bin olarak belirlendi. İki ay sonra Nisan 2010’da bir sayım daha yapıldı ve hayvan varlığı her sayımda biraz daha artarak 2 milyon 200 bin başa ulaştı.
Bu sayımlardan sonra Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker: “yeterli sayıda hayvanımız var, ithalata gerek yok” dedi. Bir hafta sonra ithalat çalışmaları başladı.
Ondan sonrasını biliyorsunuz. Canlı kasaplık hayvan ithalatı ile başlayan süreç, besilik hayvan, kurbanlık hayvan ve nihayetinde karkas etle devam etti.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, hayvan sayımına yeniden başladı. Bakalım bu sayımdan nasıl bir sonuç çıkacak ve ülkenin başına nasıl bir çorap örülecek?
Daha önce olduğu gibi yine sağlıklı bir sayım yapılamadığı görülüyor. Sayım nasıl yapılıyor?
Bakanlık, taşradaki tarım teşkilatına, tarım il ve ilçe müdürlüklerine bir yazı gönderiyor. “İlinizdeki hayvan sayısını bize acilen bildirin” diye. Bu yazı genellikle Perşembe veya Cuma günü gönderiliyor, sayım sonucunun birkaç günde Ankara’ya bildirilmesi isteniyor. Hafta sonu tatilini iple çeken personel, hafta sonu hayvan sayımına çıkarılıyor. Araba yok, araba olsa benzin yok. Birliklerden araç temin ediliyor. Ama bu kadar kısa sürede işletmelerin hepsini gezmek olanaksız. Ne yapılıyor? Muhtarlara gidiliyor. Bir önceki sayımın üzerine birkaç hayvan eklenerek Ankara’ya bildiriliyor. Eksik bildirilse, tarım il veya ilçe müdürlüğü başarısız ilan edilecek. Bu nedenle yapılan sayım sağlıklı değil.
Son sayımdan bu yana ülkeye çok miktarda ithal hayvan da girdi. İşler daha da karmaşık hale geldi.
Bu sayımdan çıkacak sonuç ne olursa olsun bundan yararlanmayı bilmeyen bir bakanlık var. Kaldı ki, Bakanlık kendisi de sayımın sonucuna inanmıyor. İnansaydı bir haftada fikir değiştirilmez bu kadar çok ithalat yapılmazdı.
Yapılan bu sayımla ithalatın yarattığı tahribatın boyutu mu tespit edilecek.
Hiç sanmıyoruz. Çünkü, bir zamanlar övünçle bahsedilen ve daha sonra bakanlıkça “spekülatör” ilan edilen dev işletmeler besicilikten çekildiğini açıklıyor. Tarım ve Köyişleri Bakanı “önemli değil” diyor. Türkiye’de besicilik tamamen bitse de Bakan’ın umurunda değil. O’nun için önemli olan ne pahasına olursa olsun et fiyatını düşürmek. Et fiyatı ne kadar düştü?
Tüketiciye yansıması ne oldu?
Türkiye’ye son 6 ayda kasaplık canlı hayvan ve karkas et olmak üzere yaklaşık 100 bin ton ithal et girdiği tahmin ediliyor. Buna göre, son altı ayda piyasada satılan her üç kilo etten bir kilosu ithal et olmasına rağmen marketler, kasaplar etiketlerine “ithal et” ibaresini yazmıyor. Bir çok büyük market zinciri ucuz ithal eti yerli et fiyatına satıyor.
İthal et ile yerli et arasında en az 4-5 lira fiyat farkı olmasına rağmen ithal etin yerli et fiyatına satılması ithalatçılara ve satıcılara haksız kazanç sağlarken, sadece yerli et satanlar için haksız rekabete neden oluyor.
Et ve Balık Kurumu Genel Müdürü Bekir Ulubaş, marketlere karkas etin kilosunu 12 liradan verdiklerini belirterek: “Bizim ithal ettiğimiz etler, Avrupa’nın en kaliteli etleri. Her türlü sağlık koşuluna uygun. Testlerden geçiyor. Hiçbir olumsuz tarafı yok. Biz Avrupa’dan kilosunu 4.5 Avrodan alıyoruz. Fakat bende hayret ediyorum. Marketler bu etin ithal olduğunu söylemiyorlar. Etiketlerine yazmıyorlar. Eti satanlar üzerine “ithal et” yazmadıkları gibi tüketici olarak et almaya gittiğimizde 24-25 lirayı görmek beni de üzüyor. Fakat kurum olarak bir şey yapamıyorum” diyor.
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’de sık sık ucuz ithal etin pahalıya satılmasından üzüldüğünü ifade ediyor.
İthal et ile yerli etin aynı fiyata satılması ve pek çok yerde karıştırılarak satılmasının ithalatı yapan ve eti satan marketlere fahiş kar sağlarken tüketici aldatılıyor. Bakan Eker, bu durum karşısında gereğini yapmak yerine çaresiz, üzüntülerini ifade ediyor.
İthalat tam gaz devam ediyor. 14 Ocak Cuma günü Resmi Gazete’de yayınlanan tebliğ ile ithalatta BSE (deli dana ) belgesi zorunluluğu da kaldırıldı.
Herkese afiyet olsun!
site yöneticisi niye bu yazilari siteye koymuyorsunuz
bunlar türkiyenin gerçikleridir gerçeklerle yüzleşmedikçede biz çekdiğimizi çekmişiz bizden sonrakilerde çekeçekler ve bizleri lanet edecekler hakli olarak inaninki geçen sene bizim köye gitdiler daha 3 aylik danayi beside gösteriyorlardi gelde çik işn içinde yakinda hepimiz deli dana olacağiz ithal et yiyenler
site yönetici bizim yolladığımız yazıları bıle koymuyor dedıgım dedık çaldıgım düdük hükmünü sürüyor yanı kendı bıldıgını okuyor aynı tarım bakanı gıbı neyse kendı forumumuz var hayvancılık konusuda mevcut istersenız takılabılırsınız
http://www.trakkulup.net/forum/
yurtdışından gelen damlık danalardan sayı gözetilmeksizin dağıtılmalı köylerimizde hayvan kalmadı iş büyüklerin eline kalırsa yandık şimdi olduğu gibi düşünün 4 firmada 80 bin dana var bunlar kesime bir gün hayvan göndermezse fiyat 1 lira atar durum aleni..inanın ithal düşüncesiyle et almıyorum
Et ithalatında deli dana kriteri kalktı
Tarım Bakanlığı’nın çıkardığı yönetmelikle artık et ithalatında deli dana kriteri aranmayacak. 47 ülkeden ithalata kontrol kalktı.
ANKARA – Et ithalatında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı sürpriz bir adım atarak, fiilen ‘deli danadan aridir’ belgesi şartını kaldırdı. Bakanlık dün yayımladığı tebliğle, Dünya Hayvan Sağlığı Teşkilatı’nın kriterlerine göre deli dana görülmeyen veya kontrol edilebilir statüde yer alan ülkelerden yapılacak ithalatta deli danadan temiz olduğunu gösteren test belgesini aramayacağını açıkladı. Bakanlığın kriterine, Arjantin, Avustralya, Şili, Finlandiya, Avusturya, Yunanistan, Macaristan, Kore, Danimarka, Almanya, Meksika, Hollanda, Birleşik Krallık ve ABD’nin de içinde bulunduğu toplam 47 ülke giriyor. Bu durumda deli dana kriteri büyük ölçede fiilen uygulamada kalkmış oldu. Söz konusu ülkelerin bir kısmı, 2009 yılına kadar deli dana hastalığı açısından sıkıntılı bulunuyordu.
Test istenmeyecek
Dünya Hayvan Sağlığı Teşkilatı’na göre, Arjantin, Avustralya, Şili, Finlandiya, İzlanda, Hindistan, Yeni Zelanda, Norveç, Paraguay, Peru, Singapur, İsveç ve Uruguay deli dana hastalığında ihmal edilebilir ülkeler statüsünde yer alırken; Avusturya, Belçika, Brezilya, Kanada, Çin, Kolombiya, Kıbrıs, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İrlanda, İtalya, Japonya, Kore, Letonya, Lichtenstein, Litvanya, Lüksemburg, Malta, Meksika, Hollanda, Panama, Polonya, Portekiz, Slovak Cumhuriyeti, Slovenya, İspanya, İsviçre, Birleşik Krallık ve ABD ‘kontrol edilebilir ülkeler’ arasında bulunuyor.
Bakanlığın artık deli dana testi dahi istemediği ülkeler arasında bulunan Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, İsveç, Yunanistan ve Polonya, yakın zamana kadar deli dana hastalığı açısından ‘klinik hastalık’ kategorisinde bulunuyordu.
Deli dana hastalığı testinin istenmesinden vazgeçilmesinin, sağlık açısından ciddi sıkıntılara yol açabilecek bir düzenleme olduğuna dikkat çekiliyor. Tarım Bakanlığı’nın geçen günlerde İrlanda’dan et ithalatı yolunun açılabileceği yönündeki açıklamaları da deli dana tartışmasını beraberinde getirmişti. İrlanda’nın riskli ülke olmasına dikkat çekilmişti.
biz artik neyi konuşuyoruz tarim bakani kafaya takmiş üretiçisini pitirecek söz pitmişdir kapiya bakin azrail ne zaman içeri girecek hepimizin başi sağ olsun
Yazar süt hayvancılığı teşvik edilmemeli diyerek baştan yanlış yörüngeye giriyor. Süt hayvancılığı yapan üreticiler bunca teşviğe rağmen ineklerini kesime gönderiyorsa para kazanamadığı içindir. İnek yoksa buzağı da olmaz. Besi yapacak buzağıyı nereden bulacaksın? İthalat yaparız diyorsan besicilikle hiç uğraşmayın, kesimlik dana veya karkas et ithal edin, hiç olmazsa işin pisliğiyle uğraşmamış olursun. Hem de eti çok daha ucuza maledersin. Holştayn inekte 1 kg et üretmek için şu kadar lira, Angusta yarısı diye bir şey yok. Bir defa anguslar 12-13 ayda kesime falan gelmez. Anguslar 24 aydan sonra kesime gelir. Holştayn, simental ve montofonlar 12 aylıktan itibaren kesime gelir. Et olarak bir kayıp olmadığı gibi bu cinslerin süt verimleri son derece yüksektir. Angusa takılmayın. Yazıda bir sürü yanlış var. Hangisini düzelteyim! Süt üretimi fazla değil, tüketimi az. Ayrıca yem, enerji, veteriner hizmetleri vs. giderlerinin düşürülmesi konusunda yoğunlaşın.
akp kendini bitirir
hesap sandıkda elindeki fırsatı değerlendir
irfan kardeş türkıyede hayvancılık bıtsın de elın gavuru bakalım ucuz et vericekmı bunlara hayvancılığın bıttığini anlayınca dibine kadar dayasın bunlarada gözleri açılır o zaman ama onların için her yol ankara pahalı alsa ne olucak cebindenmı verıcek bunlar boyle ahlaksız başkalrı ulkesıne dovız sokmaya çalısır bunlar cıkarmaya calışır gerici zihnıyetlıler geberinde kurtulalım sızden be allah belanızı versin hepisı aynı pok
1. Hukumet yuzde 30 kar yapiyor bu et ithalatindan. Yani emek vermeden para kazaniyor.
2. Ote yandan kendi adamlarina yuzde 50 hibe destek verdi. Gariban koyluyede Ziraatdan kredi
3. halk tuketici, ucuz et almak istiyor ve bunlar hepsi secimde oy atacaklar.
Yani 1 tasla 3 kus vurdu.
öncelikle besicilik yapnlara allah sabır versin yem fiatları aynı ama kesimler nedense hep düşü ithal ital nereye kadar köyülünün elinde dörtane dana var böle korkarak hayvancılık yapmaz hale getirdinizya helal olsun sizin amacınız secim yatırmı ondan böle hale getgirdiniz.sizinde görüşünüz bence hayvancılık yapan az oy versede olur vermesede olur diyonuz yane benim anladım kadarı. ama bu ithal etten başınız yanar ama ne zaman. tek cözüm bence kendi halkımızın üretimidir.bunlar boş şeyler saygılarımla. afyonlu.
Tarlaniz yoksa besicilik, sutculuk yapmayin.
-Aksi takdirde yem firmalarina calisirsiniz onlari zengin edersiniz.
-Yem almayin kendiniz uretin….
ya arkadaşlar ne olucak fıyatların yukselme ihtimali yokmu fikri olan yokmu battık ıyıce yaf bu sarı bıyıklı meymenetsiz suratlı bakan denen erifte vizdan denen bişi yokmuş ulan piyasada et fıyatını görüyorsun 13 tl ye alıp 30 tl ye satan yerler var ulan cahil erif biz fakırlerın ekmeğini alıp zenginlere veriyorsun ulan allahtan revamı bu yaptığın inşallah en kısa zamanda geberirsin gebrdiğini bi duyarsam sevincimden millete lokum dağıtacam
biz bu senaryoyu 2008 – 2009 da gördük. süt 65 krş dan 45 krş a indi. damızlıklar kestirildi. sonuçda bugünlere gelindi.tarih tekerrür den ibarettir . hayvancılığın gelişmesi isteniyorsa yetkililerin yapması geken en acil çözüm süt fiyatlarını 65 krş un üstünde tutmak. eğer süte müdahale edilmez ise şimdiden 1 ayda 50 krş a indi. böle giderse seneye devletin 7 yıl vade ile verdiği ineklerin hepsi kasap yolunda malesef .besi hayvanı ithal etmeyle olmaz. damızlığı teşvik etmek lazım. demedi ibrahim demeyin.
koylunun hayvan uretmesıne gerek yok aldıgı kredı borcundan dolayı sıkıntıdan buzak doguracak bızde meclıse ıthal ederız
süt fiatları artırılmalı türk halkına sütün ne kadar faydalı oldugu anlatılmalı kola gibi gazlı icecekler yerine ayran içilmeli süt tüketimi fazlalaştırılmalı üretiçi sütten zarar etmesse daha fazla hayvan üretir.besi hayvanı süt ineğinden doğduğu için bu konu çok önemli diğerleri fasa füse ben bunu bilirim bunu söylerim
Elbet bir gün bu köylüde sizin yaptıklarınızın cevabını veriri yeter ezdiğiniz be ithal dediniz anamız ağladı üç tane büyük besici istediği gibi fiyatlarla oynuyordu adamlar ahırları doldurdu et yükseldi ahırları boşaltı et düştü et ithalatıyla düşürürüz dediniz şimdi bu adamlar ithalatçı oldu yine vurup dönderiyor ey tarım bakanımız sen köylü çoçuğusun bu milleti bu kadar ezerken hiç mi vicdanın sızlamaz yem olmuş 40 lira kimi kurtarır bu iş ithal işini bukadar sevmişken ithal köylüde getirsen bizde sandıkta elbet ithal vekilleri getiririz bi gün
arkadaş benim bi tarafım köylü bi taraım kasaım.. kim ne yazedysa aybeye yezmış.. çünkü öyle büyük oyunlar oynanıyo ki öyle büük parlar dönüyoki.. ben kasap haftada 5 dana satmışım sen köylü ılda 20 dana yetiştirmişin ne olur ondan?… adam binlerce getiriyor ithali. etiren kim araştırın bir tane yabancı varmı hepsi son padişahın adamları.. üzülüyom mu?….. hayır deveyi diken insanı s…. ………. herkes kendine gelsin eskden şöyleydi demekle olmaz herkez eskisi gibi olması için uğraşmalı
kardeşim fırsat kollayanlar kim bügün etfiyatlarını yükselten hayvan besleyenler değilmi salakmı sanıyorlar insanları kimisi birileri parayı götürüyo yok onun adamı yok bunun adamı kimse kimseyi kandırmasın herkes birbirinin donunun düşmesini bekliyor bugün açıklama gelse ithal etin vergisini düşürüyoruz diye ilk yükselten kişi bağırır hükümete benim adım cenk yaklaşık 16 yıldır kasaplık yapıyorum ve tam bir rezillik kira vergi su elektrik sigorta maliyeci zabıta satmak zorunda olduğun et sabah erken akşam geç gitmek zorundasın kimseyi memnun edemessin biri yağlı der sanki fabrikası varda ayarlama şansı varmış gibi yani saatlerce anlatsam bitmez geziyoruz bazen iş bazende gerektiği için bursa istanbul gibi yerlerde et yiyenler nekadar şanslı olduklarının farkında değiller ama kıyaslamaya gelince eee bizim memlekette et bedava diye dolaşanlar bir boktan anlasalar yüreğim gam yemiyecek adam kesiyor hayvanı koyuyor torbaya yallah ulan onun kilosu burda daha ucuz keriz yani et kültürü açısından çok geriyiz anlatmak lazım yeni nesillere nasıl tüketilir nasıl muhafaza edilr nasıl istenir …………..
Cüneyt yemin torbası 40 tl samanin tonu 400 tlydi kış boyunca. 40 kg arpa ezme 27 tl . 2 sene boyunca bölün içinde debelenen bu kadar yuksek maliyetlere katlanan uretici fırsatını bulsamda üç kuruş para kazansam diyemezmi.o kadar laf salatası yapmışsin ama dövizin ucuz olduğu geçen aylarda düşük vergilerle dışarıdan ucuza alıp içeride pahalıya satan piyasa oyuncuları çoğaldıkça siz kasplarin ve biz üreticilerin tarihe karışacağınin farkında değilsin.
Pardon cenk yerine cüneyt yazmışım.
… bu ismini yazdığım kişilere dikkat: —-Editör Notu—- Masumiyet karinesi gereği isimler yayınlanamaz —-Editör Notu—-
Bu şahıslar menfaat temin etmek amacıyla suç örgütü kurmak ve dolandırıcılık suçlamasıyla …. özel yetkili … inci …. mahkemesinde haklarında 69 ile 253 yıl hapis istemiyle yargılanmaktalar.Kars ilimizde bunlar gibi daha birçok dolandırıcı var.Sevgili arkadaşlar aman dolandırıcılara karşı dikkatli olun.LANET OLSUN BÜTÜN HIRSIZ VE DOLANDIRICILARA!!! SELAM OLSUN BÜTÜN TEMİZ VE ÜRETKEN İNSANLARA…….
ARKADASLAR MERHABALAR HERKESIN YORUMUNU OKUDUM..BEN IZMIRDE SUT HAYVANCILIGINA GIRMEK ISTIYORUM 30 AGIR GEBE INEK ILE..ILK BIR YIL ICIN YEM VS DISARDAN TEMIN EDECEGIM KIMI KARLI KIMI BATARSIN VS DIYOR… BU ISI YAPANLARA SESLENIYORUM LAF OLSUN DIYE DEGIL BU IS ZARARMI KAR MI ZARARSA BU KADAR INSAN HER GUN ZARAR NASIL GIRIYOR BU ZARARI KIM KARSILIYOR YAWWWW…SIZLERIN GERCEK VERECEGI YORUMLAR AZ DA SEKILLENDIRECEK KAFAMDA BISEYLERI…HERKESE KOLAY GELSIN
yorumlarınıza kısmen katılıyorum arkadaşlar. ama unutmayalımki dedelerimiz ineklerini gizleyecek delik arardı neden? devlet gelip inek sayısına göre vergi alırdı şimdi çok iyimi deyil eksikler var ama zamana ihtiyaç var. her yönüyle çökmüş devletken bu gün hayvancılıksa sorun onuda yeni atılımlarla devlet millet modeli çözelim asla umutsuzluğa kapılmayın.daha güçlü olmak için çalışalım. birbirimize umutsuzluk değil öneri verelim kazancınız hayırlı bereketiniz bol olsun
bu tarım bakanından bir cacık olmaz.o adam gitsin herşey düzelecek.
KESİNLİKLE KATILMIYORUM ANGUS GELSİNMİŞŞ BİZ ET İHRAÇ EDİYODUKK SEN NEDEN BAHSEDİYON YA AKP YALAKASI
Arkadaşlar avrupa neden hayvancılıkta zarar etmiyor?
Ben söyliyeyim : adamlar hayvana ot veriyor (reygras otu) pelet yem vermiyorlar biz pelet yem veriyoruz reygras otunun 25 kg’su 4 yem cuvalına bedel pelet yemi tavuklar yer
Turk kafasıyla yapamazsınız hayvancılığı
Süt fiyatı :1 tl
20 ineğin olsa iyisinden 30 lt sut verse herbiri
30 *20=500 lt gunluk sut
500*1=500 ₺gunluk para
500*30=15 000 aylık gelir
15 000*10=150 000 yıllık gelir
(2 ay kuruya cıkaracaz)
Reygras otu, yonca vb yıllık gideri :10 000
Hastalık yıllık giderleri : 40 000
150 000-50 000= 100 000
100 000/12 =8 333 aylık gelir