Tartışmalara baktık etten usandık
Et fiyatları tadımızı kaçıradursun, 12 ton bakterili etin imha edilemediğini duymak moralimizi iyice bozdu. Büyük firmalara et tedarik eden kocaman bir şirkette hastalıklara yol açan iki bakteri tespit edilince akıllara şu soru geliyor: Kimbilir mahalledeki kasapta, merdiven altı sucuk üreten tezgâhta ne bakteriler var?
Türk filmlerinde hep rastladığımız sahnedir kahramanın kasaptan kaçması ya da maaşına zam alan memur tiplemesinin soluğu kasapta alması. Özellikle Kemal Sunal filmlerinde izleriz böyle sahneleri. Bankacı, öğretmen, işsiz ya da işportacı kısacası her kesimden insanın kasapla alâkası vardır. Gerçek hayata baktığımızda da çoğumuz çocukken bir kilo et için kasapta kuyruğa girmişizdir mutlaka. Mahalle kasaplarıyla ahbap olan mahalleli aldığı etle ilgili her detayı bilir, kasabına da güvenirdi. Çengelde koyunların baş aşağı durduğu mahalle kasapları bir bir kapanmaya başladı zamanla. Veresiye defterleri de kapanınca et fiyatlarındaki yükselişi daha da hisseder olduk. Kimine göre kapanan hayvan pazarları eti pahalılaştırdı, kimine göreyse, yanlış hayvancılık politikaları. Daha fazlasını oku »Tartışmalara baktık etten usandık