İthalatla et fiyatlarını düşürmenin mümkün görünmediğini, hemen damızlık hayvan ithalatına girişerek ve yetiştiricileri destekleyerek iki yılda hayvan sayısının artırılabileceğini ifade eden Çakır, bürokratik bazı engellerle hayvan yetiştiricilerinin önünün tıkandığını, her eve iki inek gibi uygulamalarla kaynakların boşa harcandığını anlatarak, “Öyle bir noktaya geldik ki, dışarıdan, ülkemize adapte olabilecek evsafta hayvan bulmak ta güçleşti. Akıllı ve sabırlı bir politikaya, bu arada da et tüketimini kısarak fiyatları kontrol altında tutmaya ihtiyaç var.” diye konuştu.
Hansel Gıda Büyükbaş Hayvan Çiftliği Sahibi Hüseyin Çakır, hayvancılık sektörünü darboğazdan kurtarmak için et yerine “damızlık hayvan” ithal edilmesi ve yetiştiricilerin desteklenmesi gerektiğini, bu yolla, iki yıl içinde hayvan sayısının yeniden yeterli düzeye getirilebileceğini söyledi.
Son yıllarda hayvancılık sektörü ile ilgili sağlıklı bir politika izlenemediğini, yem fiyatlarının çok pahalandığını, sütün para etmediğini ve sudan ucuz hale geldiğini, maliyetini karşılayamayan köylünün de elindeki damızlık hayvanını kesmek zorunda kaldığını anlatan Hüseyin Çakır, “Şimdi, köylünün elinde de, çiftliklerde de hayvan kalmadı. İthal etle bu sorun çözülemez, çünkü Türkiye’deki sıkıntı Avrupa’da da fiyatları yükseltti. Üstelik dışarıdan et girdikçe, içeride kesim daha da artıyor ve hayvancılık yok olma noktasına geliyor.” ifadesini kullandı.
İçeride süt üretiminin azalması, AB’nin de belirli kotalar uygulaması nedeniyle, bu gidişle sütün de dışarıdan gelmeye başlayacağını savunan Hüseyin Çakır, Türkiye’nin tarım ve hayvancılığı ihmal etme lüksünün olmadığını, tarıma dayalı sanayinin, kalkınmanın lokomotifi olacağını anlatarak, “İthalatla başa çıkılamaz. Yerli hayvan miktarı yeterli düzeye gelinceye kadar, yani iki yıl kadar bir süreyle, et tüketimini kısıtlayıp üçte bire düşürerek bu darboğazı atlatabiliriz.” dedi.
Hüseyin Çakır, hayvancılık sektörü ile ilgili şu değerlendirmeleri yaptı:
“Bürokratik engeller, hayvancılık sektörünün önünü tıkıyor. Şehirlerin mücavir alan sınırları içinde pek çok çiftlik var. Bunların damızlık hayvan sayısını, süt ve et üretimini artırmaları engelleniyor. Şehrin dışında bulunan ve daha uzun yıllar şehirlere olumsuz etkisi söz konusu olmayacak bu çiftliklere, mücavir alanların dışına çıkarılmaları için süre tanınabilir ve üretimin çöküşü önlenebilirdi.
Bu durumdaki çiftlikler, kırsal kalkınma desteklerinden yararlanamıyor.
Hayvancılık, 24 saat hizmet isteyen bir iş. Şehirlerin fazla uzağında olan çiftliklerde güvenlik başta olmak üzere pek çok sorun yaşanıyor.
Belirli sağlık testlerinde devlet görevlisi veterinerlerin anlayışsızlığı da, hayvan kesimini artıran faktörlerden biri.
Her eve iki inek dağıtımı gibi uygulamalar olumlu sonuç vermedi, kaynak israfına yol açtı.
Uygulanan politikaların yanlışlığı ortaya çıktığına göre, şimdi doğru politikaların uygulamaya konulma zamanı gelmiştir.
Yeme sübvansiyon uygulanarak maliyet düşürülmesi, et yerine damızlık hayvan ithal edilmeli, yetiştiriciler desteklenmelidir. Bu yolla iki yıl içinde hayvan sayısı artırılabilir, hayvancılık sektörü düzlüğe çıkarılabilir.
İlgili kamu kuruluşlarında da bilinçli ve üretimin önünü açacak elemanlara yer verilmelidir.”
Kaynak : Çorum Haber
Paylaş :