Et piyasası yönetilemiyor

BİR süredir sıkıntılar yaşanan et sektöründe sorunların giderek büyüdüğü anlaşılıyor. Bir yandan özel sektöre et ithalat izni verilirken öte yandan ise et piyasasının devleştirilmesine çalışıldığı gözleniyor. Bu durum bence et sektörünün ve piyasasının iyi yönetilemediğini, iyi regüle edilemediğini ortaya çıkardı.
İşin kötüsü uygulanan tedbirler, bundan sonrasında da iyi yönetim adına kalıcı bir politika belirlenmediğini gösteriyor. Canlı hayvan ithalatının ardından et ithalatının serbest bırakılmasında “terbiyevi” bir yön bulunduğu açık. Ancak daha sonrası için belli bir planlama olmadığı için, “terbiyevi ithalat“ gibi tedbirlerin geçici olarak kalacağı da açık.
Et sektöründe sorunun çözümü için uzun vadeli tedbirler gerekiyor. Her şeyden önce de et’de arz ve tale parasındaki dengenin sağlıklı biçimde kurulması şart.
Hükümetin artan et fiyatları üzerine besicilere kızdığı ve terbiyevi ithalat yoluyla bunlara ders vermek istediği açık. Ancak alınan tedbirlerin sadece et arzını artırma yönünde olduğunu ve  artan fiyatların bu yolla düşürülmeye çalışıldığını görüyoruz. Bu durum ileride yine sıkıntıların çıkacağının, hatta sıkıntıların artacağının, bence bir göstergesi.
Türkiye’de hayvan ithalatı ve et ithalatı olmasına karşı değilim. Hatta arz-talep dengesi için  böyle bir ithalata zaman zaman gerek duyulabileceğini de
düşünüyorum. Ancak bununla birlikte kalıcı biçimde dengeyi sağlayacak kalıcı tedbirlerin de alınması gerekiyor.

“HALK ET” PİYASA İLE ÇELİŞİR

Ayrıca “helal et” gibi kültürel bazı sıkıntılardan, bölgelerarası denge ve sosyal politikalara kadar, bu sektörün birlikte düşünülmesi gereken bir çok yanı bulunuyor. Yani siz özellikle bazı bölgelerin tek geçim kaynağı olan besiciliği öldürürseniz, bu bölgelerde üretimi artırmak, ölçek  ekonomisi ve modern yöntemlerle verimliliği artırmak yerine, fiyatı artırdılar diye besiciliği öldürürseniz, bu hem ileriye dönük halkın sağlıklı beslenmesi için gereken eti uygun fiyata almasını engeller, hem de politikacı olarak bunun size bir geri dönüşü olur.
Mevcut hükümetin bu tür oy kaybına yol açacak uygulamalar konusunda çok hassas olduğunu biliyoruz ama et konusunda biraz basireti bağlanmış gibi gözüküyor…
Geçen hafta özel sektöre et ithal izni verileceği bilgisinin yanında, İstanbul Büyükşehir  Belediyesi’nin “Halk Ekmek” uygulaması benzeri “Halk Et” kurmayı planladığı, buralardan halka doğrudan et satışı yapılacağı haberleri gazetelerde yeraldı.
Bence zaten “Halk Ekmek” uygulaması mevcut ekonomik sisteme aykırı bir uygulama iken buna bir de “Halk Et”in eklenmesi, yanlış üstüne yeni yanlış anlamına gelir. Bu aynı zamanda yönetimlerin et sektörünü iyi yönetemediğinin, piyasa koşulları içinde sektörü regüle etmeyi başaramadığının da açık bir itirafı olur.
Et-Balık Kurumu’nun özelleştirilmesi iyi planlanmamış bir özelleştirme oldu. Belli bölgelerdeki kombinaların kapatılması tepki çekince politikacılar oy almak için bu uygulamadan geri adım attılar, kapanan bazı kombinalar yeniden açıldı. Et-Balık kombinalarının, ihtiyaç olunan bölgelerde açılması gerekebilir ancak bunun et arzında regülasyon amacıyla yapılması, zararın şeffaf biçimde bütçede yer alması, halkın kendi parasıyla yapılan bu sübvansiyonu açık açık görmesi gerekir.
Piyasa ekonomisinde et gibi bir ürüne devletin müdahalesi, ancak sosyal politika gereği ve regülasyon amacıyla olabilir. Ancak kesim yetmiyormuş gibi tek tek dükkanlar açarak halka doğrudan devlet eliyle satış yapmak, kasaplara, büyük marketlere karşı devlet eliyle yapılan haksız rekabet ten başka bir şey değildir. Aslında ekmek’de de benzer bir durum var…
Özetle; piyasa ekonomisinde devletin rolü sektörü, piyasayı regüle etmek, tüketicinin sağlıklı ve ucuz ürün almasını temin etmektir. Bunun yerine zararına devlet eliyle doğrudan satış yapmak özel sektörü yok sayan zihniyettir ve genel ekonomik sistem ile çelişir.

Paylaş :

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir