İthal kurbanlıklar geliyor

Türkiye artan et fiyatlarını önlemek için ithalata yöneldi. Ancak bu yılın başından itibaren artış gösteren şap hastalığı, üretim dolaylı olarak da fiyatlar üzerinde baskı oluşturmaya başladı. Tarım Bakanlığı, şaptan arındırdığı Trakya’ya yeniden virüs bulaşmaması için ‘yasak’ kararı aldı.
Anadolu’dan İstanbul başta olmak üzere Trakya’ya hayvan geçişine izin verilmeyecek. Bu nedenle İstanbul’un kurban ihtiyacı için 90 bin büyükbaş, 15 bin  küçükbaş hayvan ithal edilecek…
Mayıs ayında Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü’nden Trakya Bölgesi’nin şaptan tamamen temizlendiği belgesini alan Tarım Bakanlığı’nın sevinci kısa sürdü. Çünkü Trakya bölgesi, Anadolu’nun tamamında artan şap nedeniyle tehlike altında. İşte Bakanlık, zor kazandığı bu belgeyi kaybetmemek için, tüm önlemleri almakta kararlı. Yaklaşan Kurban bayramı nedeniyle Anadolu’dan gelecek şaplı hayvanların Trakya’ya girmesini önlemek için tüm hazırlıklar tamamlandı. Anadolu’dan gelecek hayvanlar Boğaz Köprüsünü geçemeyecek. Daha doğrusu pasaportu olmayanlar geçemeyecek.
Biz de Türkiye’de şap hastalığı, artış nedenleri, insan ve hayvan sağlığı üzerine etkileri ile Kurban Bayramına yansımaları konusunu Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürü Doçent Dr. Muzaffer Aydemir ile konuştuk….
– AB desteğiyle yürütülen şapla mücadele projesi hangi aşamaya geldi, ne gibi sonuçlar aldınız?

AYDEMİR: Bakanlığım son üç yıldır, AB’nin desteğiyle ulusal şap hastalığıyla mücadele kampanyası yürütmekte. Bu sayede Trakya’da yüzde 100 diğer tüm illerimizde yüzde 85 aşılamayı başardık. Hem büyükbaş hem de küçükbaş… Mezralar, yaylalar takip edilerek ilkbahar ve sonbahar kampanyaları yapıyoruz. Bu sayede 2009 yılında görülen olgu sayısını 214’e kadar indirdik. Trakya Bölgesini de hastalıktan ari hale getirdik yani tamamen temizledik….
KAÇAK HAYVAN HASTALIĞI PATLATTI
-Trakya konusuna birazdan döneceğiz ama bu yılın ilk yarısında büyük bir patlama görülüyor. Geçen yıl 214 olan sayı 700’lerin üzerine çıkmış görünüyor… Bu artışın nedeni nedir?

AYDEMİR: Ülkenin jeopolitik konumu, kritik bir coğrafyada bulunması, ülkemizi çevreleyen ülkelerde veterinerlik hizmetlerinin yeterli olmayışı nedeniyle ülkemiz maalesef bu tehlikeye her zaman açık.  İran, Irak, Suriye, Gürcistan gibi ülkelerden yapılan kaçak, kontrolsüz giriş çıkışlar nedeniyle bu hastalıklar bize gelebiliyor. Patlak veren vakalardaki neden dış kökenli şap virüsüdür. Yani yerli virüs değil. Bu virüslere karşı geliştirdiğimiz ve uyguladığımız aşı  yüzde yüz en uygun aşıdır; yüzde 99 değil. Bunun uygunluğunu da uluslar arası belgeyle kanıtladık.
ALARMDAYIZ
-Üreticinin ne yapması gerekiyor?
AYDEMİR: Genç hayvanlara bu aşıyı ilk bahar ve sonbaharda 21 gün arayla ikişer kez yaparsak, bağışıklıkları artıyor. Ne kadar çok aşı yaparsak vücutlarındaki antikor o kadar yükseliyor. Hastalıkla karşılaştıklarında ya hiç etkilenmiyorlar ya da çok hafif atlatabiliyorlar. Tüm il teşkilatımız alarma geçti. Çiftçilerimizi, muhtarlıklarımızı sürekli uyarıyoruz… Aşılama dışında mutlaka kaçak hayvan hareketlerinin önlenmesi gerekiyor. Bunun için de kaçak pazarlar kapatılmalı. Sınır noktalarından kaçak girişler önlenmeli. Küpesiz hayvanın bir yerden bir yere nakline izin verilmemeli.
162 PAZAR RUHSATSIZ
-Bir de ruhsatsız pazarlar var…

AYDEMİR: Türkiye’de bizim ruhsatlandırdığımız pazarlar var, bir de ruhsatsız pazarlar. 93 Pazar ruhsatlı; 162 tanesi ise belediyelere ait ruhsatsız pazarlar. Bunlar da mutlaka bir an önce gerekli şartları yerine getirerek ruhsat almalı. Şapın görüldüğü yerde en etkili yöntem hemen karantinaya alınması. Bu nedenle çok sayıda pazarı kapatabiliyoruz. 10-15 gün süreyle kapalı tutuyoruz, bu süre sonunda hastalık sönüyor ve yeniden açılmasına izin veriyoruz. Kulak küpesi, nakil belgesi, hayvan pasaportu olmayan hiçbir hayvanın hem ülke içine hem de pazarlara girmesini istemiyoruz.
1.5 MİLYONU KORUMAK İÇİN KURBAN İTHAL EDİLECEK!

-Ülke genelinde şapta patlama görülüyor. Bu durumda Trakya belgesini koruyabilecek mi?
AYDEMİR: Trakya bölgemizi şaptan ari hale getirdiğimizi belgeledik. Mayıs ayında Dünya Hayvan Sağlığı Örgütünden (OIE) arilik onayımızı aldık. Şimdi bu belgeyi korumak istiyoruz. Trakya’nın ülkemizin damızlık, besilik ve süt deposu olmasını istiyoruz. 500 bin sığır; 1 milyon koyunu hasta etmemek için bu tedbiri almak istiyoruz.  Devletimiz de bu tedbirlerin arkasında.

PASAPORTSUZ HAYVAN GEÇEMEZ

-Ne gibi önlemler alacaksınız?
AYDEMİR: Kurban bayramında Anadolu’dan Avrupa yakasına geçirilecek hayvanlara kriterler getirdik. Eğer geçirilecek hayvanların pasaportu varsa; yani şaptan ari ise, hastalık taşımadığını aşı belgeleriyle ispat ederse köprüden geçebilecek. Ama belgesi yoksa asla Boğaz Köprüsünü geçemez. Biz Trakya’daki hayvan potansiyelini şaptan korumak istiyoruz. Çünkü çok acımasız bir hastalık. Çok bulaşıcı. Çamurla, çizmeyle, araba lastikle, rüzgarla bile bulaşıyor. Hayvan satıcıları, celepler komisyoncular bilerek bilmeyerek hastalığı çiftlikten çiftliğe şehirden şehre taşıyor. Bu nedenle en sıkı tedbirleri almak zorundayız.
-İstanbul’un tamamı mı bu yasaktan etkilenecek?
AYDEMİR: Bu yasak, İstanbul’un nüfusunun yüzde 60’ından fazlasını barındıran Avrupa yakasını ilgilendiriyor. Ama bu bölgenin kurbanlık ihtiyacını karşılayacak tedbirleri de alacağız. Bu devletin görevidir. Hayvan pazarında satılmak üzere koyun, keçi, sığır ithalatı yapılacak.

90 BİN BÜYÜK, 15 BİN KÜÇÜKBAŞ

-İthalat sayısı ne olacak?
AYDEMİR: İstanbul’un ihtiyacını 80 bin büyükbaş ve 5 bini geçmeyen küçükbaş karşılayabilir. Ama fazlası göz çıkarmaz. Pazarda vatandaşımızın sıkıntı çekmemesi için 5 bin yerine 15 bin; 80 bin yerine 90 bin olmuş, sorun değil. Hem bu sayılar iç piyasayı da rahatlatır. Kurbanlık ithalatıyla ilgili kararname çıkmak üzere… Sıkıntıyı önleyecek tüm tedbirleri devlet alıyor.
-Geçişleri nasıl kontrol altına alacaksınız? Köprüden kontrol etseniz bile denizde nasıl önlem alacaksınız?
AYDEMİR: Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde iki ayrı yerde kontrol noktalarımız var; Çamlıca ve Kavacık girişlerinde. Birini geçse bile diğerinden yakalarız. Ayrıca termal kameralar yerleştireceğiz. Denizden de tüm önlemler alındı. Büyükşehir Belediyesi ile Sahil Güvenlik çalışıyor. Valilik ve yerel yönetimle tam bir iş birliği içindeyiz. Yalova, Bandırma, Karabiga ve Lapseki’de kontrol noktalarımız var. Trakya’ya geçebilecek tüm noktalarda kontrollerimiz var.
ŞAPLI HAYVAN NASIL ANLAŞILIR

-Vatandaş hayvanın şaplı olduğunu nasıl anlayacak?

AYDEMİR: Şap, ağızda ve tırnak aralarında ayakta lezyonlar, yaralar yapan bir hastalık. Hayvanı yemeden içmeden kesebilen, en az yüzde 25 et süt verim, kaybına neden olan, zayıf hayvanlarda ölüme neden olan tehlikeli ve çok bulaşıcı bir hastalık.  Bununla mücadele için biz ülkesel aşılama çalışmaları yapıyoruz. Aşılama kampanyalarımız bu sene de bundan sonra da devam edecek.
-Şaplı hayvanın etinin yenmesi vatandaş açısından ne gibi sorunlar yaratır?
AYDEMİR:
Hayvan kesildikten sonra sonra sorun yok, zararı yok. Çünkü şap virüsü çok dayanıksız. Çamaşır sodasında, güneş ışığında rahatça ölebilen zayıf bir virüs.  Basit tedbirlerle kolaylıkla önlenebilir. Üretici biyo güvenlik tedbirlerini alsa hastalık giremez. Ahırları güzelce temizleyecek. Altlıkları kazıyacak. Temizledikten sonra çamaşır sodası veya antiviral dezenfektanları ahırlara dökecek.
-AB projesi Kasım’da sona eriyor. 64 milyon avroyu nerede kullandınız ve bundan sonra ne yapacaksınız?

AYDEMİR: 64 milyon avroyu hayvan yetiştiricilerinin bilinçlendirilmesinde; görsel ve yazılı eğitim çalışmalarında kullandık. 3 yıldan beri ülke genelinde 11-12 milyon sığır; 27 milyon koyun keçi varlığını aşılamada kullanıyoruz. Ülke genelinde yüzde 90’ları aşan uygulama başarısıyla kullandık. Bunu başaramasaydık şaptan hareket edemezdik, Trakya’yı da ari hale getiremezdik.  Kasım’da süre doluyor ama uzayabilir. Arileştirme çalışmamız Batı’dan Doğu’ya devam edecek. Bu sene Güney Marmara Ege ile devam edeceğiz,  gerektiğinde tedbirlerimizi daha da artıracağız. Ama bunun için mutlaka kayıtsız, küpesiz hayvan kalamaması gerekiyor.
-Avrupa’da şaplı hayvan anında itlaf ediliyor… Bunun için de çiftçiye tazminat veriliyor. Ancak Türkiye’de durum böyle değil neden?
AYDEMİR:
Bu son derece büyük, milyarlarca liralık bütçe gerektirir. Biz problem odaklı hayvanları kesip tazmin ediyoruz. Bütün hayvanları kesemezsiniz. Avrupa; dar bir bölgedeyse 10 bin -20 bin hayvanı kesiyor. Ama on binlerce hayvanı, 100 bin hayvanı kesmek mantıklı ve ekonomik değildir. Karantina önlemleriyle aşılamayla sönmesi beklenir.
-Türkiye’de şaplı hayvan oranı yüzde 10’lar civarında mı?
AYDEMİR:
Bazı sürülerde ferdi olarak yüzde 10 denilebilir. Bazılarında yüzde 1’dir. Ortalamasını vermek için çalışma yapılması gerekir. Mihrak sayısı binler seviyesinde değil. Geçen yıl 214 idi. Dışardan gelen suçlarla bu duyarlılık doğuda bazı sürülerde arttı. Ama biz Trakya’mızı koruduk.
TÜKETİCİ DİKKAT ETSİN!

-Tüketiciye tavsiyeleriniz ne olacak?

AYDEMİR: Trakya hayvansal ürün ihracatına hazır hale gelmek üzeredir. Tüm hayvan hastalıklarını şap, brucella, veremi bitirmek için çalışıyoruz. En bulaşıcı olanı şaptır ama insan sağlığı için en tehlikelisi brucelladır. Çiğ süt ve sütten yapılan gıdaların tüketilmesiyle insana geçer. Bunun için tüketicinin üretim ve son kullanma tarihi olmayan, etiketsiz hiçbir hayvansal ürünü tüketmemesi gerekir. Et ve sütler iyice pişirilmeden tüketilmemelidir.
Hayvancılık desteklerini şartlara bağladık. Şap, brucella, verem aşısı olmayanlara destek yok. Üstün ırktan bir hayvan başına üretici tüm aşılarını yaptırmışsa, kaydını olmuşsa 300 liraya kadar destek alabiliyor. 100 başlık bir sürüde bu 30 bin lira anlamına geliyor. Destek için üretici hayvanını küpeletecek, aşısını yaptıracak.

Paylaş :

“İthal kurbanlıklar geliyor” hakkında 1 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir