SETBİR’in düzenlediği basın toplantısında konuşan Tezel, SETBİR üyelerinin arasında et ve süt sanayi firmaları, hayvan yetiştiricileri, sektör tedarikçileri ile yem üreticileri yer aldığını şirket olarak 56, bu şirketlerden de şahıs olarak 92 üyelerinin var olduğunu söyledi.
Tezel, “Türkiye’de yılda 1 milyon 173 bin ton kırmızı et üretiliyor. Bunun 1 milyon 60 bin tonu sığır, 113 bin 500 tonu koyun-keçi, kalanı manda eti. Bu miktarda eti elde etmek için yılda 9 milyon 750 bin adet hayvan kesiyoruz. Bunun 5 milyon 850 bini küçükbaş, 3 milyon 900 bini ise büyükbaş.” diye konuştu.
Dünyada yılda toplam domuz hariç kırmızı et üretiminin 83 milyon ton olduğunu belirten Tezel, Bunun 9 milyon tonunun Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde, 1 milyon 173 bin tonunun da Türkiye’de üretildiğini kaydetti.
Türkiye’de çiğ süt ve kırmızı et üretiminin, dünya ve Avrupa Birliği (AB) ölçeğinde ciddi bir seviyede olduğunu belirten Tezel, şunları kaydetti:
“Gelişmiş ülkelerde kişi başına yıllık süt ve eşdeğeri süt ürünü tüketimi 300 litre. Bu miktar Türkiye’de ise 140 litre. Dünya ortalaması 100 litre iken, gelişmekte olan ülkelerde kişi başına yılda 79 litre süt ve eşdeğeri süt ürünü tüketiliyor. Kişi başına yıllık,domuz eti hariç, kırmızı et tüketimi ABD’de 36 kilo, AB’de 18 kilo. Türkiye’de yılda kişi başına 15 kilo kırmızı et tüketiliyor. Dünya ortalaması ise 11 kilo.
Uzmanlara göre, yetişkin bir birey günde 70 gram kırmızı et tüketmeli. Bu hesapla 80 milyonluk nüfusumuza göre yılda ortalama kişi başı 25 kilo kırmızı et tüketmemiz gerekiyor. Eğer TÜİK verilerine göre 54 milyon kişi olan “çalışabilir nüfus”umuzu dikkate alırsak yılda kişi başına tüketmemiz gereken kırmızı et miktarı 17,5 kilo oluyor.”
– “SETBİR üyesi şirketler günde 22 bin ton süt işliyor”
Tarık Tezel, SETBİR üyesi şirketlerin günde 22 bin ton süt işlediğini, yılda 7,5 milyon tona denk gelen üretim miktarının, kayıtlı süt pazarının yüzde 80’ine, Türkiye’de bir yılda üretilen toplam süt miktarı olan 19 milyon ton sütün ise yüzde 40’ına karşılık geldiğini vurguladı.
SETBİR üyesi şirketlerin, 500 bin adet büyükbaş, 100 bin adet küçükbaş çiftlik kapasitesine sahip olduğunu kaydeden Tezel, yıllık ciro toplamı yaklaşık 20 milyar lira olan üyelerinin, 83 bin kişiyi istihdam ettiğini ve 500 bin üreticiyle iş ortaklığı yaptığını söyledi.
Tezel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de yılda 19 milyon ton çiğ süt üretiliyor. Bu sütün 17 milyon tonu inek, geri kalanın büyük bölümü koyun-keçi sütü. Bir miktar da manda sütü üretiliyor. 17 milyon ton inek sütünü 5,5 milyon sağmal hayvandan elde ediyoruz. Sağmal koyun varlığımız ise 15 milyon. 4,5 milyon da sağmal keçimiz var. Bu sütün yılda 9,2 milyon tonu, yani yüzde 48’i, aralarında SETBİR üyesi firmaların da bulunduğu Türkiye süt sanayii tarafından işleniyor. Buradan yılda 1,5 milyon ton içme sütü, 58 bin ton tereyağ, 650 bin ton peynir, 1,2 milyon ton yoğurt, 684 bin ton ayran ve 124 bin ton süt tozu üretiliyor.
Süt ürünleri ihracatımız ise 176 bin ton mertebesinde. Geçen yıl 323 milyon dolar değerinde süt tozu, peynir altı suyu tozu ve peynir çeşitleri ihraç ettik. Türkiye yıllık 19 milyon tonluk çiğ süt üretimi ile dünyanın 8. büyük üreticisi. Dünyada üretilen yıllık 800 milyon ton çiğ sütün yüzde 2,3’ü Türkiye’nin. Türkiye’de üretilen süt miktarı, AB’de bir yılda üretilen 165 milyon ton sütün de yüzde 11’ine karşılık geliyor. Bu oranla Almanya ve Fransa’nın ardından, üyesi olmasak da AB’de üçüncü büyük süt üreticisiyiz.”
– “Hedefimiz kişi başı yıllık kırmızı et tüketim miktarı 21 kilo”
SETBİR Yönetim Kurulu Başkanı Tezel, dönemin Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre, 1975 yılında Türkiye’de 4 milyon 817 bin 270 ton süt, 247 bin 320 ton et üretildiğinin altını çizdi.
Tezel, halkın kaliteli ve hesaplı hayvansal protein kaynağı ile beslenmesinin sağlanılmasını ve bunun sürdürebilir olmasını, bunun için de yapılması gereken 4 şey olduğunu belirten Tezel,”Kayıt dışını ortadan kaldırmalıyız, fiyat istikrarını sağlamalıyız, arz-talep dengesini sürdürülebilir bir yapıya kavuşturmalıyız ve süt ve et ürünlerine yönelik bilgi kirliliğini gidermeliyiz.” diye konuştu.
Hedeflerinin sütte, gelişmiş ülkelerin kişi başı yıllık süt ve eşdeğeri süt ürünü tüketim miktarı olan 300 litreye, ette de yine gelişmiş ülkelerin kişi başı yıllık kırmızı et tüketimi miktarı olan 21 kiloya ulaşmak olduğunu belirten Tezel, bu hedeflere ulaşmak için yeterli hayvan kaynağına sahip olmanın gerekli olduğunu söyledi.
Tezel, şunları kaydetti:
“Ancak bugün Türkiye’de sütte ve kırmızı ette yeterli hayvanımız yok. Her yıl ortalama 50 bin baş süt sığırı, 50 bin baş ile 500 bin baş arasında değişen miktarlarda da besi sığırı ithal ediyoruz. Eğer kendi hayvan kaynağımızı geliştiremezsek bu ithalat yarın da devam edecek. Dolayısıyla her halükarda, bugün 80 milyon olan, 2023’te 84 milyon, 2050’de 93 milyon olması öngörülen nüfusumuzun süt ve kırmızı et kaynaklı hayvansal protein ihtiyacını karşılayabilmek için hayvan sayımızı artırmak, bunun için de hayvancılığa yatırım yapmak şart.
Bu yatırım, nüfusumuzu yeterli miktarda hayvansal proteinle beslemekle kalmayacak, bu sayede gelişecek sağlıklı nesiller daha az hastaneye, daha az huzurevine ihtiyaç duyacak, hayvansal proteinle büyüyen nesiller daha çok keşfe ve icada imza atacak. Bu hayvansal proteinin kaynağı olan hayvanların yerinde beslenmesi ile köyden kente göç önlenecek, köylülükten çiftçiliğe geçilirken kent dışı hayatta da refah artarak kırsal kalkınma gerçekleşecek. Kentte de kırsalda da daha sağlıklı, daha verimli, daha mutlu ve refah içinde bir toplum olmanın yolu açılacak.”
Tezel, “Türkiye hayvancılıkta net ihracatçı, piyasa yapıcısı, yılda 50 milyar dolar gelir elde eden, 1 milyar dolar ihracat yapan, istikrarlı, verimli, rekabetçi bir ülke olabilir. Bunu başarabileceğini bu potansiyele sahip olduğunun farkındayız.” dedi.
Paylaş :
Arz talebi karşılıyormu ona bakalım sen üretebilirsin ya talep bu miktarın üzerinde ise ve öylede..Bakın bu bakış açılarıyla bu düşünce tarzlarıyla biz bu işte bir santim yol alamayız…Bakanlık acemi et ve süt kurumu acemi ne kadar işi bilmeyen insanlar var toplanmış bir araya,odalar korkudan konuşamıyor herkes yağdanlık olmuş çıkar peşinde..Öyle değilse kasapta kıyma neden 44 lira neden karkas dana 28 lira bunların cevabını kim verecek..Herkes takım elbiseyi giyiyor kameraların karşısına çıkıyor icraata gelince tısss ortada hiçbir şey yok…Türkiyede nufusa orantılı hayvan varmı?..Sayı dengelimi?Besici haksız zam aldığı veya istediği zaman kasaba markete anında mal temin ediliyormu?..Bunların hiçbirinin cevabı verilmiyor şu kadar üretiyoruz eee o zaman fiyatları hayaletlermi arttırıyor biz rüyamı görüyoruz…